Depresyonik zamanda okumanız gereken yaoi mangalar

Mendilleri Hazırlayın 2

Tamam bu gün bir parça depresyonik havada olduğum için başlıktan da anlayacağınız üzere bu günlerde ne gibi mangaları okumalı tarzı bir yazı yazacağım. Öncelikle bu 1-2 gün sonra geçeceğini tahmin ettiğim bu havamın aslında bu yazıya yansımasını istemezdim  muhtemelen yazıyı vereceğim günde bu durumdan eser kalmayacak ama yinede yazımı yazmaya karar verdim.

Depresyonda okunacak mangaların yanı sırada dinlenecek bir kaç şarkı önerisi de yapmazsam çatlarım ayrıcana. Öncelikle listemden eksiltmediğim The Gazette'den Naraku ardından gelen Ominous ve aynı albümden Grudge şarkılarını şiddetle tavsiye ederim. Tam isyan aşamasındayken kendinizi frenleyecek seviyede şarkılardır. Zaten favori şarkıcım ve ideal ses diye tabir ettiğim biricik Rukiden başka kim bu ruh halimi anlayabilir ki.^-^

Öncelikle bu havada genellikle ing yaoi manga tercih etmediğimi söylersem çok da yanlış olmaz sanırım. Yani tavsiyelerimi çoktan okumuş olabilirsiniz ama ben yine de paylaşmak istiyorum.

Dikkat!!Bundan sonrası mangaları okumayan için spoiler içerir.

İlk olarak Kanbe Akira'dan Blind Love diyorum. Gerçi bundan önce okumanız gereken Love or Pride'de var aman dikkat. Love or pride'de gördüğümüz hatta bir parça kızdığımız Taiki'nin sadık yardımcısı Shou'nun hikayesi. Öncelikle bu karaktere özel yazı yazmak istiyorum gerçekten. Çok dokunaklı bir manga bu kesinlikle.Yani sevdiği kişiye söylenmeyen bir aşk itirafı ve o kişi tarafından saldırıya uğrama, kullanılma ve bütün bunlara rağmen onu hala sevme. Ahhh valla aradığım tüm özellikler bu mangada mevcut. (zaten zorlama aşk hikayelerine bayılıyorum malum bu da tam öyle bir manga ^-^)

Bunun dışında  Kunie'ninde onu sevmesi ama bir türlü söylememesi. Bir yanım sende seviyorsun ama neden böyle olmak zorunda diye haykırırken diğer yanım söylenmemiş bu sözlerin devam etmesini istiyordu cidden.

Ayrıca çekip giden Kunie'yi unutma çabaları ama unutamayıp onu hala araması gerçekten harikaydı. Açıkca söylemek gerekirse Kanbe Akira'nın şu dudak çizimleri bazen beni çileden çıkarsa da hikaye kısmı kesinlikle on numaraydı.

Özellikle her ikisininde bir ağaç altında ayrı zamanlarda aşık olması (Shou'nun daha küçükken Kunie'yi ağaca bakarken görmesi ve güzel bir çocuk diye nitelendirmesi, Kunie'nin ise aşk acısı yaşadığı ve kendini öldürmeyi düşündüğü sıralarda ortaokula giden Shou'yu kendisi yine bir ağaca bakarken görmesi ve aşık olması. (tam anlaşılmadığı yazdığımdan ama okuyanlar zaten o büyülü havayı hatırlıyordur değil mi?)

Böyle daldım birden spoilere ama Türkçe bir manga olduğundan okuduğunuzu var sayıyorum. Ayrıca Türkçeye çeviren heterophobia'ya da sonsuz teşekkürler.:)

Her şeye rağmen yıllar sonra buluşma ve hala aşkın devam etmesi. Yine zorlamalar ve çekip gitme istekleri o sırada bıçaklanıp hastaneye düşmeler ve yardıma koşan bir Shou.(kadına özellikle benim yüzümden o bana sahip o yüzden sana bağlanamadı şeklindeki sert tepkisi okunmaya değer cidden.)Ayrıca Kunie'nin ben çoktandır sana aittim şeklindeki açıklamaları da beni benden aldı cidden.♥-♥

Tabi işler yoluna girdikten sonra sevgilimi çok çalıştırma tarzı bir söylem hemde Kunie'nin ağzından çıkınca ahhh ne kadar dokunaklıydı anlatamam. (Tamam itiraf etmek gerekirse aslında bu mangayı özel olarak yazmak kafamdaydı ama uzunluğu tek bir yazıya sığmayacağından ve öncesi sonrası şeklinde devamı niteliğinde mangalar olduğundan böyle vermek istedim.:) Ama kesinlikle bu mangadan ve verdiği hissiyattan bahsetmek kafamda vardı. Hatta zorlanan ama hala semeye aşık olan ukeler hakkında bir yazıda yazacaktım ama bu şekilde olan 2 manga karakteri bulduğumdan bu yazımı da ertelemek zorunda kaldım. Eğer bu özelliklere sahip başka karakterli mangalar bulursam bu yazımı kesinlikle yazmak istiyorum.

Gel gelelim 2. mangamıza. Woon Soo-yeon'dan Let Dai. Ama daha 3. ciltteyim. Tamam tamam hemen taşlamayın evet daha yeni okuyorum bu Manhwa'yı. Nedenine gelirsek eğer ilk yaoi mangaya sardığımda romantik -komedi türü ağırlıkta olan mangalar tercih edip dram trajedi tarzını göz ardı etmiştim çünkü. Ama zaman bile değişirken biz niye aynı kalalım mantığıyla değiştim ve artık bu türlere ağırlık vermeye karar verdim. O yüzden başladım okumaya.(bu arada 15 ciltti birden indirince internetim bana az saydırmadı sanırım.:)

Siz zaten olayı biliyorsunuz. Ben daha yeni başlıyorum hatta. İlk 2 ciltten edindiğim izlenim bu mangayı da depresyondayken okuna bilirliği yüksek manga olarak kodladı.

Daha başındayım ama birkaç kelime etmezsem de içimde kalır sanırım. Öncelikle Manhwa olunca 2 adım geriye kaçtığımı sanrım bir yazımda uzunca yazmıştım. Malum bir mangadan sonra Manhwayla arama sınır koyduğumu biliyorsunuz zaten. Buna rağmen herkesi etkileyen bir hikaye olduğununda farkındaydım. Bu yüzden hemen indirip okudum. Hemde dün gece.(tabi bunlar salı yazdığıma göre pazartesi gecesi kısacası:)

Hepsini okumak isterdim ama bir hoop yani ilk 2 ciltti bile okumak gözlerimin kapanmasına yettiği için bu akşam devam edeceğim. Haa ne diyordum ilk izlenimlerim. Öncelikle çizim olarak zaten biraz eski buna lafım yok ben zaten bu tarz mangaları severim. Onun dışında çeteler var. Evet buraya kadar her şey iyi. Çünkü çeteleri falanda acayip severim. Hımmm ortada aynı kişiyi seven bir abla kız var buna da okey. Sonra bütün bunlara rağmen Dai'ye aşık olan bir çocuk var. Ahhh işte bizi ilgilendiren kısım sonunda geldi.

Dai'nin nasıl hale geldiğini az buçuk anladık sanırım manganın ilerisinde daha derine iner mi şu anda bilmiyorum. Ama Dai'nin kendini bıçaklattığı! o olaydan sonra adına ihanet demesi beni üzdü cidden Jaehee'nin bu olayda suçu olduğunu düşünmüyorum çünkü. Bunun dışında Dai gördüğümüz örnek semelerden tamamiyle farklı şekilde o kıza saldırmalarına izin verdi. Cık cık lütfen bunlar sahalarda görmek istemeyeceğimiz davranışlar.Tabi kendince bir portre çizdiği de aşikar. Bütün dünya bana karşı tavırları... neyse çok fazla derine inmeyeceğim dediğim gibi daha dün başladım.

İkilinin olaylarını yakın markaja aldım gidiyorum. Özellikle Jaehee'nin diğer çeteye yakalanması ve yem olarak kullanılması ama Dai'nin gelip onu dövmenizi izlemek için geldim demesi. Ahh şahaneydi cidden. Tamamiyle hüzüne boğulduk diyebilirim.(Sizden ricam bana spoiler olacak şeyleri yorumlarınızda kullanmamanız. Biliyorum ben çok spoiler veriyorum ama başına da yazdığım için okuyup okumama kısmında seçenek bırakıyorum değil mi?)

Yorum deyince aklıma gmail geldi bak. yaoiturkce@gmail.com adresinden bana ulaşıp yazan herkese teşekkürler. Manga önerileriniz kesinlikle okunuyor haberiniz olsun ;) Zaten geri dönüşleri yapıp çok güzel sohbetler ediyoruz. Amacım gerine geldi gibi. Manga tavsiye etmeniz ve yardım istemeniz gerçekten çok güzel. Bu sayede daha çok okunduğumu hissediyorum teşekkürler.:)

Bu arada fark ettiniz mi bilmem ama depresyon diye adlandırdığım can sıkıntım şimdiden geçti bile. ^-^ Sanırım ben bir parça dramatik yaoi mangalar okuyup göz yaşları eşliğinde hüngüre hüngüre ağlamak istediğim bir süremeçten geçiyorum. Bu yüzden geçen bayram yazısından sizden dram ağırlıklı manga tavsiyeleri istemiştim. Sanrım aradığım mangaları buldum. Bu yüzden size de tavsiye ediyorum yazısı oldu bu.:)

Zaten Blind Love ayrıcana yazacağım bir mangaydı. (ama yazmayacağım:) Akşam da Let dai okumuşum. Bundan daha güzel dram var derseniz önerileriniz bekliyorum.Bunun dışında bir adet elimizde İmage-san var. O zaten bu konularda zirve bir karakter.

Bunun dışında bu günkü yazımı burada sonlandırıyorum iyi haftalar diliyorum.Yazıyı vereceğim zaman eminim not adı altında bir kaç şey daha yazarım sanırım. Şimdilik bu benden size güle güle demek düşüyor bana.:)

Not: Let Dai mangasını bitirmiş bulunuyorum. Şimdi sevinsem mi üzülsem mi bilemedim cidden. Çünkü bu mangayı okumak için gözlerine kan indi. Ama yinede okumaya devam ettim ve 3 gece sonra yarı hüzünlü bir finalle nee yok artık bu kadar mıydı tarzda bitirdim.

10 cilt kesinlikle favorim resmen. O kadar üzülüyorsun ki anlatamam. Neden kızım neden diye bağırdım arkasından ama yinede olan oldu. Final kısmın da bir kavuşma bir sarılma görseydik bari. Bu kadar olur. Bizi resmen sürmece de bıraktılar.Ama ben kendi hikayemde kavuşturduklarını var sayıyorum.:) En nihayetinde bir Amerika'ya gidiş ve güzel fotoğraflar var.

Gerçekten de çok güzeldi yalnız mangamız da en sevdiğim karakter kesinlikle Nagi'ydi. Özellikle bir bölümde mangaka işi olmayınca beni sarışın aceleci olunca siyah saçlı çiziyor dediği kısımda gülümsedim. Asıl koptuğum yer ve favori sahnem uyku tulumundan dayak yemiş şekilde çıkan müdürdü. O kadar güldüm ki anlatamam. (hey bir dakika bunun depresyonik manga olması gerekmiyor muydu:) Neyse asıl birde bu mangayı okumayan ikizime anlatıp tamda bu sahneleri gösterirken ikinci sefer daha da çok güldüm.^-^ O müdür kesinlikle hak etmişti. Ve tabi ki melek görünümlü şeytan hocada. 

Not 2: 2 hafta önce bayram niyetiyle önerdiğim ve daha okumadım dediğim mangayı da okumuş bulunuyorum. Mangamız Aoi Hitsuji no Yume. Tabi ki harikaydı. Çok beğendim. Yani ben zaten beğenmediğim bir şeyi önermem değil mi? Baştaki o karışık çizime lütfen aldırmayın ve sonuna kadar okuyun. İlk bölümün editi kötü olunca tümü öyle gidecek sanıyorsunuz ama değişiyor edit ve artık daha güzel editlendiğinden okuma şansınız artıyor. Yani ilk bölümü eğer bitirebilirseniz zaten hikaye akıp gidiyor. Kız arkadaşının katili sandığı bir çetenin elebaşından intikam alma.Yada o yüzük senin parmağındaysa onu sen öldürmüş olmalısın. Çetenin başı da malum gay çıkınca ilk gecede intikam için süregelen olaylar. Neyse fazla yazmayım belki hala okumayan vardır.^-^

Not 3: Hua hua you long mangasını da okumuş bulunuyorum. Birini bari sarı saçla çizseydi demek geldi içimden. Ama mangamız tarihi olmasına rağmen kötü sonla bitmedi çok şükür.:) Bunun dışında olan her şey köpeğe oldu yaw bu nasıl olur.^-^ Okurken hadi ama fazla naz aşık usandırır tarzında ukemizin aşık olmasını bekledim cidden. (hala o nasıl uke diye de düşünüyorum:) Seni özgür bırakıyorum dediğim kısım beklediğimden geç geldi fakat güzeldi. Tavsiye edene teşekkür ederek diğer tavsiyelere geçiyorum.:)

Not 4: Hidamari ga Kikoeru'yu daha önce okumuştum. Şu duymayan çocuk değil mi? Yada az duyuyordu hatırladığım kadarıyla:) Dokunaklıydı cidden. Özellikle yağmur altındaki sahne.^-^

Not 5: Focus'u ilk çıkıştan beri takip ediyordum. Sanırım bende istediğim gibi fotoğraf çekme özgürlüğüne sahip olmak isterdim.(bende o vizyon var mı ki acaba:) hayır sanırım yok ^-^) Ama çok saygı duyuyorum. İşin içinde fotoğraf olunca mangası da güzel oluyor tabi ki. (bu arada 500 nen no itonami'yi daha okuma fırsatı bulamadım.:( gözlerime malum bir mangadan kan inince bir iki gece mangalardan uzak kalmaya karar vermek zorunda bırakıldım. (ikizim tarafından:) Ama İngilizce mangalarım bittiğinden yenileri arasında bu mangayı da indirip okuyacağım.^-^

Not 6: Honto Yajumun yeni bölümü geldi. Heyoooo Ueda ve Akiyi judo kıyafetleriyle görmek harikaydı cidden. Özellikle friking verildiğinde arkadaki şıl... bağırması beni deli etse de hislerime tercüman olmadılar da değil hani.^-^ Yalnız bazı kısımlarda Akimin bir parça farlı çizildiğini hissettim. Bana mı öyle geldi acaba. Hımmm sanki acele şekilde çizilmişti Akiciğim. Yamamotoya buradan bir selam çakarak anladın sen onu demek istiyorum. Nihayetinde Akime diğer karakterden 3 kat daha fazla özen göstermeli.:) 

Evet 2 ayrı günde yazdığım bir yazımın daha sonuna gelmiş bulunuyorum. İyi bir hafta sonu ve güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle.^-^

En kısa not: Yeni blog resmim için çok uğraştım ama değdi dimi.^-^